Antik Yunan’dan Günümüze: Tarihsel Bir Perspektiften Sağlık Turizmi

İlk çağlardan bugüne insanın hayatta kalma dürtüsü kaybolmamıştır. Bu nedenle kadim uygarlıklardan günümüz modern dünyasına kadar insanlığın en önemli ihtiyacı sağlıklı olmak olmuştur.

Sağlık-Turizminde-Dijital-İletişim-Danışmanlıgı
 
Sağlıklı kalmak veya sağlığını yeniden kazanmak isteyenlerin, güçlenmek veya tedavi olmak amacıyla gittiği çeşitli destinasyonların tarihi, milattan önceki dönemlere kadar gitmektedir. MÖ 4000 yıllarında Sümerlerin termal su kaynaklarını bir sağlık merkezi olarak kullandıkları bilinmektedir. Yine milattan önceki yıllarda İsviçre, Fransa ve Almanya’daki termal ve mineralli sular şifa bulma amacıyla kullanılan destinasyonlardı. İlk çağlardaki sağlık turizmi daha çok termal sular üzerine gelişmiştir. Eski Yunanlılar inşa ettikleri tapınaklar ile ilk defa sağlık turizmi ağı oluşturdular. Birçok farklı bölgeden insan, hastaların tedavi edildiği Epidaurus, Zeus ve Delphi tapınaklarına şifa bulma amacı ile seyahat ediyordu.
 
Antik Roma’da termal su kaynaklarının bulunduğu tatil köylerinin inşa edildiği bilinmektedir. Birçok turisti ağırlayan Roma hamamları sağlık turizminin önemli merkezleri haline gelmişti. Soranus, Celsus, Dioskorides ve Galen gibi Romalı ünlü hekimlerin yaşadığı yerler, üst tabaka Roma vatandaşlarının tedavi olma amacıyla gittiği yerlerdi.
Roma İmparatorluğu’nun çöküşüyle birlikte sağlık turizminin merkezi Asya’ya kaymıştır. Japonya’da “onsen” adındaki mineralli sıcak su kaynakları Orta Çağ savaşlarında yaralanan askerlerin tedavileri için kullanılmıştır. Yaraları iyileştiren sıcak su kaynakları bir sağlık turizmi merkezi haline gelmiştir. Orta Çağ’ın en önemli sağlık turizmi merkezlerinden birisi de o sıralar Endülüs Emevi Devleti’nin kontrolünde olan, Avrupa’nın ilk tıp fakültesinin kurulduğu Kurtuba şehridir. Avrupalı Hıristiyan kralların dahi tedavi olma amacıyla ziyaret ettiği Kurtuba’da canlı bir sağlık turizmi yapılmaktaydı.
 
Sanayi Devrimi sonrasında yapılan tıbbi araştırmalar ve gelişmeler sonucunda, sağlık hizmetleri dünya genelinde gelişmeye başlamıştır. Böylece bu dönemde, hem sağlık alanında hem de sağlık turizminde büyük bir dönüşüm yaşanmıştır. İnsanların daha iyi sağlık hizmeti alabilmek adına bulundukları bölgeden daha gelişmiş ülkelere gitme uygulaması tersine dönmüştür. Bilhassa 1980’li yıllardan itibaren sağlık hizmetlerinde maliyetlerinin artması, hastaları gelişmiş ülkelerden ziyade gelişmekte olan ülkelerde tedavi olmaya sevk etmiştir. Avrupa ve ABD’den birçok insan daha düşük maliyetlerle tedavi olma amacıyla gelişmekte olan ülkelere gitmişlerdir.
 
Günümüzde tıp alanındaki gelişmelerin küreselleşmesi ile birlikte, teknolojik açıdan yeterli olan kliniklerde, kaliteli sağlık hizmeti imkanına erişim çok daha düşük maliyetlidir. Bununla birlikte tedavi olmanın yanı sıra tatil yapma alternatiflerinin sunulması sağlık turizmindeki dönüşümü tamamlamıştır. Hindistan, Türkiye, Tayland, Brezilya, Meksika ve Singapur gibi ülkeler günümüzde sağlık turizminin en gözde destinasyonları olarak göz, diş, kalp ve estetik cerrahi operasyonlarında en çok hasta ağırlayan ülkeler konumundadır.

İlgili Yazılar